bu yazıların hepsi metrobüste vapurda uçakta uzay mekiğinde filan yazılmıştır.Kişiler ve olaylar tamamiyle gerçek olup hatam olursa bi maille düzeltmemi sağlarsınız.Bunu yapan dost canlısı çevre dostu insanlara birer sevgi pıtırcığı hediye ederim.Ha uyuzluk yapan olursa onada nihat doğanı havale ederimm.Ona göre...

19 Şubat 2009 Perşembe

consequence itiraf vol.1

Sevdiğim kişiye yapmış olduğum tanımdan yola çıkarak belki daha düzgün belki daha tutarlı bir şekilde herkesin kendine göre yorumlayabildiği zaten gerçek bir tanımının yapıldığına kimsenin inanmayacağı soyut bir şey ama ne anlamak ve anlatabilmek için bir kaç tane gerçeğinden bir kaç tane sahtesinden tatmak gerek gibi görünüyor. görenler tadanların daha iyi anlayabileceğini düşünüyorum kimine göre de saçmalayacağım bir şeyler.

şimdi sevgiyi düşündüm önce sevdiğim şeyleri ve sevemeyeceğimi düşündüğüm halde bana bir takım somut ve soyut şeyleri sevdirenleri ve paylaştığım iyi,kötü,anılar,özlemleri vs vs. paylaşabildiğim şeyleri düşündüm ve paylaşılanları düşündüm. sonra paylaşabildiklerim ve paylaşılabilenlerin ne kadar önemli olduğunu gördüm ve insanın inandığı güvendiği kadar paylaştığını fark ettim. ve sevgi bu olmalıydı dedim kendi kendime. ya aşk neydi? sevgiyle alakalıydı en azından alakalı olmalıydı ayrı düşünemezdim sevgiyi kendi çapımca tanımlamadan aşk'a geçemezdim ve bende sevgi buydu. 

peki aşk neydi? bunu da farklar ve benzerlikler üzerinden tanımlamaya çalıştım şöyle :

aşk ile aralarındaki fark sevgi herkese duyulabilirdi ama insanlara duyulan sevgiydi tanımlamaya çalıştığım konu bir kuşa bir köpeğe duyulan sevgi değildi ve aşk normal şartlar altında karşı cinse duyulabilendi.
sevgi yakın bir arkadaşa duyulabilirdi anneye babaya vs. ama aşk öyle olmamalıydı yani kalın mıydı aradaki çizgi yoksa ince mi bunu düşündüm uzun birlikteliklerde bitmeyen gecelerde yalnızlıklarda... 

ve kendime verdiğim yanıt şöyle oldu : insan bazen en yakın arkadaşıyla küstüğü zaman bir şeyler paylaşmak için eskisi gibi olamayabilirdi ve anneye babaya eşe dosta eskisi gibi olmayabilirdi. ve paylaşılan şeyler geçen zaman içinde aynısını tekrarlarken aynı paylaşımı ayrıntılı anlatımlarla donatmayabilirdi. veya bu paylaşımın eksikliğini hissetmeyecek bir şeylerle ilgilenebilirdi. ama insan gerçekten birine aşık olduğu zaman ayrıntıları anlatır dünü bugünü yarını daha çok konuşur ve ayrıntılarına kadar soyut somut iyi kötü bir şeyleri paylaşır paylaşmak ve paylaşılmak için cabalardı daha iyi ve daha fazla için bu duruma aşk dedim. kafam bu kadar eriyor bu kadar tanımlayabiliyordu. eh bunun bir de acısı denilen bir şey vardı ''aşk acısı'' elim demişken onu da aradan çıkarayım istedim. ve aşk acısına da paylaşılma isteğinin yerine getirilememesiyle insanın içinde olan eksiklik burukluk ve alışkanlık dedim. ve sevgiyle aşk arasına kimine göre ince kimi ne göre kalın bir çizgi çektim. ama kesinlikle aşk ile aşk acısı arasına kalın bir çizgi çekebildim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder