birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"önemli olan sağlık."
"yasamak güzel."
"bos ver, her şey unutulur."
sen hiçbirini duymayacaksın...
göz yaşlarından etrafı göremez hale geleceksin...
ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin...
hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"ölüme çare bulundu" ya da "yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını kaldırıp ne dedin?" diye sormayacaksın...
yalnız kalmak isteyeceksin...
hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
ikisi de yetmeyecek...
geçmişi düşüneceksin...
neredeyse dakika dakika...
ama kötüleri atlayarak...
onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...
gittiğin yerlere gitmek...
bu sana hiç iyi gelmeyecek...
ama bile bile yapacaksın...
biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese,kaçacaksın...
aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yasamak için direneceksin...
hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin....
aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
herkesi ona benzetip...
kimseyi onun yerine koyamayacaksın...
hiçbir şey oyalamayacak seni...
ilaçlara sığınacaksın...
birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan…
sadece bir müddet buzlu camin arkasından seyrettiren...
bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...
boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
sabahı iple çekeceksin...
bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksin...
ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin nafile...
düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...
her sıçrayarak uyandığında onun adini söylediğini fark edeceksin...
telefonun çalmasını bekleyeceksin...
aramayacağını bile bile...
her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...
ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...
yüreğin burkulacak...
canin yanacak...
bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
onun sesini bir kez daha duymak için yani tutuşacaksın...
defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için nefret edeceksin...
yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
onunla hiçbir aninin olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
ama bir umut...
onunla bir gün bir yerde karsılaşma umudu...
bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
gel gitler içinde yaşayacaksın...
buna yasamak denirse...
razı mısın bütün bunlara...?
hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
bu yazıların hepsi metrobüste vapurda uçakta uzay mekiğinde filan yazılmıştır.Kişiler ve olaylar tamamiyle gerçek olup hatam olursa bi maille düzeltmemi sağlarsınız.Bunu yapan dost canlısı çevre dostu insanlara birer sevgi pıtırcığı hediye ederim.Ha uyuzluk yapan olursa onada nihat doğanı havale ederimm.Ona göre...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder