14,03,2009 01,40
Nihilist olan arkadaşımdan bahsetmiştim.Onunla konusurken diğer taraftan okuldan elemanlarla geyik dönüyordu.Çift kişilikli olmanın meyvaları.Her ikiside aynı soruyu sordular farklı zamanlamayla.
-sorun ne ?
Okuldan olanı geçiştirdim bi şekilde ama diğeri ısrarcıdy olanları başından beri herşeyi bildiği için bi bakıma konusacak,tartışacak şeyler bulabiliyorduk."Nedir derdin?" dedi."Tamama o kız hayatında bi periyottu belki geçmen gereken bir sınavdı ve sen hala o periyotta sıkıştın kaldın" dedi.Haklıydı.Onunla olma ihtimalim kalmamıştı.Bende kendime yeni kişiler bulmalı , hayatıma hiçbirşey olmamış gibi devam etmeliymişim ki bu tip durumlarda tek ilaç bu olurmuş.Ama işin gerçek tarafı hoşlandığım kızların tümünü onla özleştirmem-onla kıyaslamam-onu bir şekilde gözümün önünde yaşatmam olmuştu.Onu türlü bedenlerde görebiliyordum.Şizofrenik ama acıyı dindiren bir çözümdü...
Aradan geçen zamanda üniversiteye başladık ikimizde.Yeni ortam , yeni çevre belkide yeni aşklar mottosuyla güzel gidiyordu.Hoşlandığım kendime yakın gördüğüm bi kızda vardı açıkçası.Ama içimden ona yazmak(!) gelmiyordu. bilmiyorum ondan sonra heralde aşık olma özürlü gibi bişey oldum.Yanımdakine de bunu hissettiriyordum-ki reddedildim sebebi ise benden yeteri kadar hoşlanmamasıydı-Çokta koymadı açıkçası.Umrumda bile değil.Gerçekleri görebilmem için bir araçtı bana.İyikide olmadı...
Şu akşama kadar düşüncelerim şu şekildeydi.Klasik muabbetlerden sonra saat 23ü gösterdiğinde yorgunluktan bitap düşen ben yatmaya gidiyordum.Son cümleleri yazarken ekranda bir pencere belirdi..
*********
...Kulağımda bi şarkı...Haykodan "Siren" arkasından "Ölüyorum"
Beni diri diri mezara sokanla yüzyüzeydim.Gözümde tanrıçalaştırdığım , uğruna neler yaptığım kız karşımda bana bakıyordu.Biranda onunla geçirdiğim 7-8 ayı düşündüm.Hayatımda tümden kopmasına , elimden kayıp gitmesini ölerek seyrettiğimi karşılıklı gururların hayatımdan çaldıklarını düşündüm.
Yıllar yılı bulduğum en güzel şeyi nasıl kaybettiğimi düşündüm..
Şu andan itibaren onunla hangi yüzle-hangi sıfatla hitap ediceğimi düşündüm.Masamın üstünde onu çizdiğim resmine baktım.Umutsuzdu bizim aramızdaki.Sınırlarımızı aşamamak.Aslında çok istedim ona zamanında itiraf edebilmeyi.Karşılıklı inatları bırakıp teslim olmak istediğimi.Yarın ne olacağını düşünmeden sadece sevebilmeyi.Sadece onu.
Eminim ki ikimizde ekranın karşısında ne konuşacağımızı düşünüyoruz.Benim konuşamayacağım konular belli sadece.Hayatımı nasıl harabeye çevirdiğini ondan sonra toparlanamamın verdiği psikolojiyle hayatımda değişenler,gidenler,kaybedenler.
.."Gitmeyen Gidişat" işte..sensiz gitmiyor
Zaman akıyor ama ben hep aynı yerdeyim.İçten içe ölüyorum..O savaşı kazandım edasıyla hayatını yaşarken bense ölümün yasını tutuyordum.Sonra işte bildiğiniz gibi zaman-ilaç kavramı.
Toparlandım
Eskisi kadar hayata,insanlara pozitif bakmasamda toparlandım.Yeni başlangıçlar oldu bendede.Bi şekil tutunuyordum hayata.Ve yeni takıntılar kazandım.Artık hoşlandığım kızlarda seni arıyorum.Sana özgü lafları duymak istiyorum , senin tepkilerini...seni istiyorum
Seni düşünerek dinlediğim şarkında aylar sonra aniden karşıma çıkman.
Hayatın onca taktığı çelmeden sonra ilk defa uzattığı el
Tünelin ucundaki ışık..Resmini görünce içimde bastırdığım duyguların tavan yapması
Gözün senden başkasını görememesi...
O kadar olan şeyden sonra onun benle konusmak istemesi
Onsuz çok zordu.
Çok zor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder