23.02.2009
22,10
aşağıda okuduğun bi tespitler bütünü bi olağan durgunluğun dışa vurumu
tek kişilik tiyatro...tek bilet..tek sahne..ama seyirci olarak tek bi kişi var...ışık yok bu tünelin sonunda.......
şimdi şöyle birşey.. aşık olduğunuz kişi, kendi hayatını yaşıyor. doya doya yaşıyor. işini yapıyor, okuyorsa okuyor, arkadaşlarıyla buluşuyor, boş vakitlerini nasıl değerlendireceğini düşünüyor ve aklından kim bilir kimler geçiyor. eğleniyor, üzülüyor ama hep elle tutulur, gözle görülür şeyler için. bir hayatı var onun, bir düzeni. ama siz, bir köşeden hep onu seyredersiniz veya onu düşünürsünüz. sizin bir hayatınız yoktur. işiniz gücünüz hayal kurmak. hayali işler.. sevinciniz, üzüntünüz o olmuş. ona endekslemişsiniz kendinizi. e siz nasıl mutlu olacaksınız. ölü gibisiniz, yaşayana aşık bir ölü. o dokundukça, o bakınca hayat bulan, o gidince ölen. sanki sadece o güldürecek yüzünüzü, gerisi yalan. sanki bu karanlıktan sadece onunla çıkabileceksiniz. halbuki onunla hayallerinizdeki gibi yaşayamayacaksınız onunla olabilseniz bile.. çünkü hayal gücünün sınırı yok.. ne kadar istekleriniz doğrultusunda bir insan kurguladıysanız kafanızda, onu oturmuşsunuz onun bilinmeyen yönlerine. kafanızdaki hayali kahraman sanıyorsunuz onu. o öyle birisi değil. o hayal ettiğiniz kişi değil.. bunu bilin.. sonra noel baba'nın gerçekte olmadığını öğrendiğiniz ve üzüldüğünüz o çocukluğunuz gibi göt olursunuz.. öyle birisi aslında hiç olmadı..hadi açıldınız diyelim, reddetti.. evet kötü hissediyor insan.. bir depresyon, aşağılık duygusu falan filan. ama bir insanın size kötü demesi, sizin kötü olduğunuz anlamına gelmez. tutun sokaktan geçen birisi size "senden bi bok olmaz!" dedi, "hassiktir lan! sen kimsin göt?" diye cevap verirsiniz. ha kız reddedince farklı. biliyorum tabiki farklı ama o hayalini kurduğunuz kişi gözü kapalı sevilebilecek bir kişi değil. her dediği doğru, "o dediyse valla hakkaten doğrudur.." denilebilecek bir insan değil.. şimdi uzak olduğunuz için her kusuruna göz yumuyor olabilirsiniz.. zaten böyle göz yumdukça onun karşısında "hayran" statüsüne düşüyorsunuz. baştan kaybediyorsunuz.. gözünüzde büyütüyorsunuz.. kendiniz küçülüyorsunuz.. abes bir örnek olacak ama "sana tapıyorum!" uç cümlesiyle açıklık getirebileceğim bu konuya; tanrı ile insan birlikte olamaz, tanrı ile tanrı olmalısınız.. anlatmak istediğim mantık bu. onunla beraber olabilmek için onunla aynı düzeyde olmalısınız. heyecanınızı, duygularınızı kontrol edebilmelisiniz. ve eğer bu platonik ilişki, kendinize güveninizi zedeliyorsa, artık zarar vermeye başlıyorsa bir an önce açılın veya unutmaya çalışın. kendinizi unuttukça, küçük gördükçe, kendiniz için hiçbir şey yapmadıkça, belki bir sonraki aşık olacağınız insan içinde uygun zemini oluşturamamış olacaksınız. yapmanız gereken işlerinizi, planlarınızı ihmal ettiğiniz için. olmuyorsa olmuyor deyin. birisi sizi reddettiğinde bunun dünyanın sonu olmadığını anlayın. her aşk için bu son demiştiniz hatırlayın. ve en son bunu da hatırlayın.. siz en iyi zamanınızda da en kötü zamanınızda da aynı sizdiniz. zirvedeyken de dipteyken de. bir kişinin sizi reddetmesi, beğenmemesi sizin kötü olduğunuz anlamına gelmez..platonik mlatonik.. açılın, rahatlayın.. omuzlarınızdan nasıl bir yük kalkacak görün, hissedin. "bir daha hayalini bile kuramayacak olmak..." doğru, üzücü.. fakat olaylara hep böyle yaklaşırsanız kendinizi üzmekten başka elinize birşey geçmez.
özdemir asaf'ın bir şiirinde geçen iki mısradan örnek vereceğim;
"karamsar bir öyküdür
bir sence değerlidir."
yani olacağı bu. ve bunun hiçbir değeri yok.. şimdi fazla kafaya takmayın. oldu olmadı. siz hayatınıza devam edin. birşeylerle uğraşın, kendiniz için yaşayın. bakın o kendisi için yaşıyor. biraz bencil olun siz de. daha "biz" diye birşey yok. onu düşünmeyin bu kadar, onun için yapabileceğiniz fedakalıkları tahmin edebiliyorum fakat onun buna ihtiyacı yok. bunu unutmayın. kendinizi düşünün biraz. hayat geçip gidiyor. o zaten yoktu, hayallerinizde hep yanınızda olması, onun hiçbir zaman aslında yanınızda olmadığı gerçeğini değiştirmez. siz bugüne kadar gelirken, o hiç yanınızda olmadı, ona hiç şiddetle bir ihtiyaç duymadınız. elbette güvenebileceğiniz, sevebileceğiniz bir insan ihtiyacı duydunuz hayatınız boyunca. ama "birisine" ihtiyaç duymuştunuz sadece ve bu herkes olabilirdi. "bu o" diye birşey yok. hiçbir zaman olmamış, olmayan birşeyin eksikliğini hissetmeyin, hissetmemeye çalışın. yaşayın be! allah'ı mallah'ı karıştırma şimdi de, diyeceğim şey şudur aşıklara, duvarınıza bunu asın; "bugün kendin için ne yaptın!" bencil olun biraz. kendinizi mutlu hissettiren, önemli hissettiren, saçma da olsa ne varsa yapın.. her gün, kendiniz için birşeyler yapın ve buna, gecenin bu saattinde, bu entry'yi okuduktan sonra yatağa girip uyumakla başlayın. gözlerin kan çanağı olmuştur ve ayrıca bırak o içkiyi tamam güzel günlerde deviricez şişeleri hep beraber
sevdiğine ya da hayata açılamayanlara..
sevdiğine ya da hayata açılamayanlara..
Coldplay--Warning Sing ı dinleyerek giriş
Kanye West--I touch the sky dan çıkışş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder